velev ki boş laf bunlar
"öfkeyle kalkan zararla oturur." demiş ya eskiler; öfkeyle kalktım ve otururken öfkem o kadar büyüdü, o kadar yayıldı ki birçok kişi de benimle birlikte zararla oturdu. kabahat benim ama. öyle keskin ifadelerle bunca hassas bir konuya yaklaşılmaz, ki yıllardır bu ifadelerden beslenip palazlanan bir zihniyet var karşımda. dini, milliyeti hiç mühim değil bu bağlamda.
düşüncelerimden çok hissettiklerimi en toy halimle dökmüşüm klavyeme. ve ifadeleri o kadar ortada bırakmışım ki isteyen istediği demogojiyi yapmış üzerinden. çünkü at gözlüğüyle bakanlar dünyaya tablonun tümünü göremezler. dar alanlarındaki detaylarla ilgilenirler ancak.
ya çemberin içinde olacaksın ya da dışında. bu ülkede illa ki sürüye dahil olmalısın. zira sürüden ayrılanın başına türlü işler gelir. batının oyunlarından dem vuracaksın, diğer taraftan da oyuncak olacaksın ellerinde. böyle yürüyor işler. bir görüşü kötülüyorsan mutlaka ki zıttı görüşü destekliyorsundur. padişahın ağzından çıkan ferman, peygamberin ağzından çıkan hadistir. kendimizi de aşağı görecek değiliz ya, laf ediyorsak buyruğumuz olsun.
ibret-i alem olmadıkça susturamazsın düşünceyi. olunca da susturamazsın ama sesi duyulmaz fazla. bu yüzden hedef göstermek gerekir birilerini. bunun yolu da basit: o at gözlüğü çalıştırılıp cümleler itinayla ayıklanır. iyi niyet yahut açıklama içeren cümleler es geçilir ve "vay anam yandım!" tonlamalı bir ses tonunda saldırıya geçilir. geçmişte ne kadar zıt görüşlerde olduğunu belirtirsen şu an bulunduğun yere ne kadar düşünerek geldiğini vurgulamış olduğunu sanıp uzun uzadıya çelişkili hayatından bahsedersin. "eskiden uçardım ama sonradan bacaklarımı kullanmaya başlayınca ayaklarım yere basmaya başladı." benzeri cümleleri sıralamalısın. halbuki beşerin sınırlarını zorlamamalısındır. nereye ait olduğunu bulamadıysan bir yere ait olmama gibi bir seçimle tekbaşına yürüyebilmelisindir.
kimseye saldırmak istemiyorum ve kimseyi hedef de göstermeyeceğim. sadece düşüncelerim dünya düzeni kurmaya yönelik değildir. pratikte nasıl davrandığım teoride bahsedeceğim insan haklarından daha önemlidir diye düşünüyorum. bunun da bir önemi yok tabi. sizin ne algıladığınıza bakar.
fotoğraf : http://www.bendib.com/newones/2007/october/small/10-12-Hang-Together.jpg
3 takla atıldı:
At gözlüğü evet, nefret ettiğim bir terim, öyle bir ele geçirmiş ki insanları şu gözlükler delirmiş vaziyetteler.... Çemberin dışında olma gibi bir hakkımız yok malesef, olduğumuz takdirde ise yuhalanıyoruz. Bu ülkede illa ki sürüye dahil olmalısın demişsin ya hani, eskiden sürüden ayrılanı kurt kapardı şimdi ise sürüden ayrılan için "Vurun kahpeye" yapılıyor...
Eleştirmek ve eleştirilmek güzel bir şey, ama günümüzde insanlar eleştirmenin dozunu ayarlayamıyorlar malesef. Direk kafa koparıcı modundalar çünkü... Düşünce Mars, Jüpiter, Neptün hatta Ay ve diğer tüm uzak gezegenlerde falan özgür sanırım. Zira ben 35 yaşıma geldim ve bu zamana kadar özgür düşünceye saygı falan görmedim hiç bir yerde...
İnsan olmayı taşıyamayan ve kaldıramayan kişilere artık saygı duymuyorum. İki gruba ayırdım kişileri kısa bir dönem önce; İnsanlar ve insancıklar diye...
ben sanırım bişi kaçırdım anlamadım ne olduğunu :(((
bu arada bahar gelmiş burayada güzel olmuş :))
İnsanlar söylediklerinizi daha dinlerken söyledikleriniz anlamak yerine size verecekleri cevapları dinliyorlar. Çemberin içinde de dışında da olmamak, bambaşka bir yerde olmak da var. Ama içindekiler dışındakileri, dışındakiler de sadece içindekileri görebiliyor ne yazık ki.
Yorum Gönder