25 Nis 2008

SAKINCALI! yız bu topluma..ve mutluyuz..

bir süredir evden internete bağlanamadığım için bir internet kafeye geldim.blogları yokluyordum ki o da ne!efiltre denen bir zebellah, ARTEMİS'in blogunu uygun bulmadığı için açmamış.blog ödüllerine aday gösterilen bu blogun uygunsuzluğu neydi?bilmiyorum..belki kelimeler..nedir bu kelimelerin köhne beyinlerden çektikleri..hemen bu filtrenin şirket adresine girip yazacağımı yazdım:

bir internet kafeden arkadaşlarımın bloglarını gezmeye çalışırken bu e-filtre uygulamasına tostlamak harika bir histi.sansürcü despotist zihniyeti internete sokan zekalara teşekkürlerimi sunmayı borç biliyorum.'türk toplumunu ve ahlakını' böyle koruyabileceksinizdir eminim!

ardından GAY KEDİ'yi ziyaret etmek istedim..yok..aynı sorun.SAKINCALI!

Read more...

15 Nis 2008

özgül resmini çiz buğuya


özgül resmini çiz buğuya

sedef ihtiyarlığı çürütürsün

tam kafesin kilidine

değdir parmak ucunu

nefesin düğümlendiğinde

çek elini

gözlerini kaldır çamlardan

onlar hep nazırlar ömre

kalbin çiselediğinde

damıt üzerinden

öğürten parlaklığını, ağrını

unut sersemliğini


pabuçlarını topla ardından

geçmiş tıkanık bir varoluş

örselenmiş kıskaçları var

yutarsa seni tek seferde!

Read more...

9 Nis 2008

gözlerinde zamanı bıraktım

korkulu acıları süzdüm geceden

bıraktım ölüm kokan yıldızları

inanışı sevdim derinden


gizli, koca bir duvar

örülü kayalar

-yosun kokulu-

Çepeçevre bir avlunun ortasında

Batıklar, temiz bir kalp ve yazgı

Rotası eski bir sandığa çıkacaktı geminin

Tuzların erittiği bir haritada

Çözülecekti değerleri dünyanın

Yutmasaydı onu koyu mavi


Düş kursak saklanır mı

Ürkütücü cinler inlerine

Kıyamet kaçar mı

Sonsuzluğun bitmez vadisine

Kapa gözlerini

Suyun altında koca bir kent

Yosun kokulu duvarların ardında

Read more...

6 Nis 2008

gölge kulesi

cinleri ürperten bir uyku bu

huzursuzluk içinde bir gül bahçesi

tüm saray panik içinde, korku!

“alaşağı bir ozanın basit dizeleriyiz

dudaktan boşluğa akan.”

zindanın duvarları fısıldıyor, kaos!

tükenmişim yaşlı perim güçsüz.

“çaresizliğin tıkanmışlığındayız.”

bitiş tebessümle karşılanıyor, umut!

tene batan hançer yok sayılabilir mi?

“ilahi bir beklenti kıvamındayız.

eskidik, aslında hiç varolmadık.”

bulutlar ne anlatmaya çalışıyor?

huzurun çağrısı değil bu.

ihanet küfürlerini savuruyor.

kapı eşikleri tuzak.

yüzünü dökmüş insanlar, hüzün!

“arsız duygular iç geçiriyor.

karmaşık imgelere giydirildik.”

derken yapraklar dökülür.

soytarılar bile ağlar gizli gizli.

“bazen sessizlik akar gözlerden.

o zaman susarız biz.”

Read more...

döl hırsızı

döl hırsızı

taze bedenlerde can bulan kayın ağacı

ihanetin uğursuz timsali

kayıp kanların girizgahı

sunak bahçelerinde dans eden canavar peri

döktüm işte sana ellerimi

hiçbir aşk yoktur ki

avuçlarında son bulmasın

sen istediğin zaman

karanlık döngüyle doğacaktır o

sür hadi döllerini yaralı kalbime

bitap düşmüş bir akrebim

gece uykularından çaldığını

doğur mavi kundağına

meziyetlerini öğret ki

beklemekten kurtulayım böyle aciz


döl hırsızı

acılı kısrakların sonunu getiren

şahlanışın burkulmuş huzurdu

sakat bir mutluluk dansözü

neşeye boğ bu ölü ruhları

Read more...

bir fabl denemesi

düşbağını kokladı kırlangıç

öksesiyle göğü çizdi, yırttı

dogmatik girdaplarıyla çilesini

haykırdı kükürt dumanı süzgece

hiç bu kadar yakışmamıştı ölüm, dedi,

aydınlık ahbabı küheylan bir böceğe

yuttu onu azımsanmayacak iştahıyla

huriler hep böyle severdi işte

krizantem duyulu omurgasızları


iki büklüm yatan eşiği

ezdi geçti koca ayaklı karınca

ülküsünü umdu kilerin neminden

sanırlardı ki esrik şamdanlar

keskin dişli birer canavarlar pre-historyada

güldü geçti koca ayaklı karınca

duyargalarından buldu yolunu karanlıkta

Read more...
Web Stats

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP