31 Ağu 2008

Ölüyorum yavaş yavaş. Kafamın içindeki dünya beni yutuyor. Zaman bu kadar acımasız olmamalıydı. Kusurca örülmüş bu delilik tüm bulanıklığı siliyor, övgüyü hak ediyor. Çığ gibi kayıyor üzerime, kapaklanıyor. Kafamın içinde devasa bir yumak.. işini kolaylaştırıyor olsa da bitişim, benim orospu düşlerim bunlar. Sokakların tadını görmüş azgın kaltak düşsel tapınağında inziva ediyor.

“temizim, asilim ve kibirliyim”

Bileklerimde kurumuş kan ve başarısız hayat deneyimleri. Yaşamak bu kadar ucuz işte. Jiletin kayganlığına bağlı gelecek. Başka bir dünyaya açılan mavi yolculuk kırmızıyla buluşsun. Gözlerimdeki kan çanakları sonsuz boşluğu görmeli.

“sessiz sıkıntımı canhıraş çığlıklarınla bölmek istiyorum.”

Kilitlensin hıçkırıklar ve ağlasın kurbanları peygamberlerin. Geçmiş değiştirilemez, ancak kurgusu boğar hayalgücünü. İttifakını yaptı mı bir de intiharla, kapanır çatlakları kişisel hapishanelerin. Cellat gelene kadar bekleyemem. Ölüsevici mezarcımı çağırın artık.

“olasılık sanrıları görüyorum bulutlarda”

Her soluğumda kırbacın izlerini hissediyorum. Ciğerlerim kavruluyor acı içinde. Bataklık dehlizine açılan kapıdır. En dibe gidersin ve yüzey kapanır kırılan ışık huzmelerinin ardında. Sonrasını sorma. Orgazm taklidi yapamazsın orda. Dişiliğini kullanamazsın, eğer bir kadınsan. İğdiş edilmişsindir artık, cinselliğin bitmiştir.

“düğüm atan bendim kader ipliğime”

Bedenin çürürken bok çukurunda, kemiklerinle lades oynarsın. Rakibin dişli solucanlar ve bir ton börtü böcek olur. Cezanı kendin seçmişsindir. Yatağın belli, yerin pislikleriyle sevişeceksin. Yılanların koynuna gireceksin ve gece yaratıklarıyla meşkedeceksin.

“Masum aşk buradan çok uzaklarda.”

Terli dudaklarımı bileyledim ihanetin ince keski taşında. Kaybedilen saflığın peşinde değilim. İhanetin ateş cümbüşü daha çekici, tutku dolu kadehler daha baş döndürücü şaraplardan. Yolum bu. Yolum sınırsız fanteziler ve kokuşmuş tenleri fahişelerin.

“Susmasını bilmeli tutku tadamayacaksa nesnesini.”

Bir sevgi sorunsalı değil hayat. Koşarsan kurtulursun. Hız bütün gözeneklerini tıkamıştır hayatın. Aşırı alkollü müptelayı durduracak bir kural yok. Belki bir uçurum, belki bir elektrik direği kesecek hızını. Belki sıcak bir anüs, belki erekte olmuş bir penis kesecek soluğunu.

Read more...

24 Ağu 2008

paketime ulaştım sonunda..

dün bir paket aldım.aylar öncesinden bana ulaştırılması için bir dostuma verilen bir paket.içinde birkaç cd, birkaç kitap, bir atkı ve benim fotoğraflarım vardı.cdler ve kitaplar bekleniyordu.asıl amaç atkıydı.(bu konu çok uzun ve sinir bozucu.)fotoğraflar..bir adamın her an sizi görmek için bastırdığı ve yastığının altında sakladılarıydı.kitaplardan birinin arasında başkasına ait bir fotoğraf olmalıydı, el koymuş o başkası iradesizce.diğer kitabın arasındaysa seven bir admaın yazmış olduğu ilk şiir vardı, sevgiliye dair, el konmuştu fütursuzca.bu al mektuplarını, ver mektuplarımı olayı başka yerlere çekilmiş ve saflığın ardına sığınılarak oynanmış bir oyundu.o günki öfkem bugünki özlemimle harmanlandı ve yine tükeniyorum.her tükenişle toparlanıyorum en baştan, daha da başa gidip siliyorum görünürde olan izleri.derinlerimde her zaman taşıdıklarım bana gizli kalsın.alışkınım.

bir konu daha var..hayatıma giren herkese ve yaşanmış herşeye teşekkür etme durumlarındayım.büyümemi sağlayan insanlara mesajlar atıyorum, neden teşekkür ettiğimi anlamıyorlar fakat iyilik yapmanın verdiği o ince hissi duyuyorlar.hepinize teşekkür ederim insanlar ve pislikler.(en az ikiye ayırmak gerek)

PS. hala hayattayım merak edenlere.bir süre ara vermiş oldum sanal dünyaya ama yoklamaktan da geri durmam.selam olsun dostlara..

Read more...

12 Ağu 2008

aliens 3

sıradan bir gündü. her zaman olduğu gibi sabah ilk derse geç kalmıştım. dersin adı introduction to political science, dersin hocası da bölüm başkanıydı. ilk derste kitaptaki konuları sınıfa dağıtmış, her gruptan o konuyu slaytlar hazırlayarak sınıfta anlatması istenmişti. geçen yazımda bahsettiğim 'çalışkan kızlar'ın konusu pek içimi açmamıştı. ben de hocaya gidip hangi grupta kimler var ve konuları ne öğrenmek istedim. aldığım cevap biraz şaşırtıcıydı:

" kendi işini kendin yapabilirsin. arkadaşlarına sor."

suratımın aldığı ifadeyi birçok kişi tahmin edebilir. böyle bir cevap beklemiyordum elbette. hocanın yakınında oturan iki kız araya girip onların grubuna dahil olabileceğimi söylediklerinde de içimden of çekerek suratlarına boş boş bakmıştım.

"sizin konunuz ne?" öyle ya da böyle konuyu beğenmemeliydim.

"tabi bize katılmak zorunda değilsin. sen bilirsin." dendiğini duydum. hoca da müdahalelerine devam ederek çalışkan kızlara katılmamı önerdi. cevabım şöyleydi:

"kendi işimi kendim halledebilirim hocam. sağolun!"

"neden kızıyorsun uğur?"

( cinnet getirip bölüm başkanını azarlayan salak öğrenci ) " kızmıyorum hocam. sadece sinirlendim. kusura bakmayın bağırdıysam.." vb vb sonra yerime geçip oturdum sandalyeme ve çalışkan kızlarla 'theories: classic and modern' başlıklı konuyu hazırladık.

bölüm başkanıyla dialogumuz ilginç gelişmişti zaten. derslerde beni duymayan, yok sayan bir kadındı. doğru cevabı tek veren benken beni duymayıp, cevabı alamayınca da "arkada birisi ... diyordu." demiş olmasına inanamamıştım. dersten sonra yanına bir şey sormak için gittiğimde yüzüme bakmadan seri adımlarla koridorda yürüyerek yarım yamalak cevaplar verirdi. buna rağmen derste bana sorular sorar, sıkıştırırdı. tam tarih kestiremiyorum -ama yukarıdaki tartışma dialogundan sonra olsa gerek- iletişimimiz normale, hatta ve hatta iyiye döndü. son kez yanına gittiğimde şöyle bir soru sorabilmiştim:

"hocam neden diye sormayın ama avusturya'dan 3 yıllık yasağım var. bu erasmus'ta vize alırken problem çıkarır mı?"

Read more...

5 Ağu 2008

aliens 2

bir ingilizce dersiydi. hoca 'group discussion' yaptıracaktı ve birileriyle ilk kez kaynaşmam kaçınılmazdı. önceden bahsettiğim ayrışmalar kendi içlerinde gruplarını oluşturmuşlardı bile. dışarıda kalan iki kişiyi de hoca önceki yazımda bahsettiğim 'çalışkan' kızların grubuna ekledi. böylelikle dört kişilik bir grup oluşturmuş olduk. muhabbetleri hoştu. çok da boş konuşmuyorlardı ve zeka parıltıları görülüyordu. ilginç bir şekilde magazini sıkı sıkıya takip ediyor ve kadın programlarından bahsedip gülüyorlardı. eleştirel yaklaşıyorlardı. bunun bir alışkanlık haline geldiğini bilemezdim o günlerde. bizim bölümde ne aradıklarını hiç bilmiyorum, çünkü apolitiktiler. sosyal demokrat tavırları ciddi -ancak gündelik- konuları konuştukça muhafazakarlığa kayıyordu. özet şuydu; zengin ve tutucu ailelerin çocukları ve kabuklarını kıramamış, aile içinde geçen yaşamlar. onları birbirlerine bağlayan nokta buydu. derslerin tam olarak ingilizce işlenmemesinden dem vuruyorlardı. derslerdeki zorluklar önemli değildi. onların ödevi öğrenci olmaktı ve ödevlerini çok iyi gerçekleştiriyorlardı.

bol bol dedikodu yaptık birlikte. bir ortamda sevmediğiniz insanlar varsa eğer, onlarla ilgili konuşursunuz. sınırları çok belirsizdir, ancak kaçınılmaz bir büyüsü vardır dedikodunun. geçen yazıda bahsettiğim kalabalık ve boş olan gruptan hoşlanmıyorlardı. üç erkekten oluşan grubla dalga geçiyorlardı. kendi aramızda 'altın kızlar' diye hitap ederdik onlara. sosyomanyak rüküş kızın hiç susmayan rahatsız edici sesinden dem vurur, gülerdik ona. derslerde onların yanında otururdum. öğlenleri birlikte yemek yerdik. tabi benim sınıf dışındaki arkadaşlarım yoklarsa.

sınıftan kendime arkadaş olarak seçtiğim bu iki kızla ilişkimiz bir başka ingilizce dersinden sonra zayıfladı ve koptu anlam veremediğim bir şekilde.bu da bir başka yazının konusu olacak bir hikaye..

Read more...

2 Ağu 2008

aliens - 1

ilk dönem başladığında okula büyük bir gerginlikle gitmiştim. sınıf arkadaşlarım nasıl 'yaratıklar' olacaklardı acaba? boyalı yüzleri, kararmış tenleri, küçük dünyaları, yamuk ağızları, sarı saçlarıyla ve daha bilimum 'yaratık' özellikleriyle donanmış nice tiplemeyle aynı havayı soluyacaktım?

ilk haftalar hiçkimseyle konuşmadım gerekmedikçe. derslere sık sık geç kalışım (hele ki ilk derslere kesin geç kalışım) ve rahat tavırlarım beni üst sınıftan sanmalarına neden olmuştu. onlardan biri olduğumu öğrenmeleri zaman aldı.

sınıftan birileriyle ilk, zorunlu kaynaşmama kadar uzun bir gözlem evresi geçirdim. en güçsüz parçaçıklar olan ilk gruplaşmaları inceledim. süslü ve boş konuşan kızlardan oluşan bir grup vardı. bunlar aralarında hemencecik kaynaşmış, diğerlerini dışlamaya bile başlamışlardı.

üç erkekten oluşan bir diğer grup da hazırlıkta tanışan üç burslu çocuktu. bunlar kurtlar vadisi izleyen, bölümle ilgili kitalar okuyan, derin devlet oyunları konusunda kahvede oturan adamlarla aynı düşüncelere sahip, muhafazakar-milliyetçi tiplerdi. onlara 'altın kızlar' derdim. genelde bir arada otururlardı derste. bazen de diğerlerinin aralarına karışıp onları incelerlerdi ama bana hep bir samimiyetsizlik hissi verdiler. hatta içlerinden biri derste o kadar çok konuşuyor ki sınıfta seven pek yok. hoca der anlatırken sürekli bir onaylamalar ya da reddetmeler gidiyor. hani sussa da dersi dinlesek diyoruz.ilk gördüğümde "erkeklerden bunu sevmeyeceğim kesin." demiştim kendi kendime..

bir diğer grup iki kızdan oluşuyorlardı. bu idealist kızlar için dersler önemliydi. önemli olmasına önemliydi dersler ama bunun sebebi yalnızca ders olmalarıydı. dersler dışında televizyondaki magazinel programları ve dizileri sıkı takip edip onlarla ilgili geyikler yaparlardı. diğerlerinden çok daha fazla takdir ettiğim bir davranış olduğunu kabul etmeliyim ancak bu davranışın sınırları aşılınca çevreye de aynı gözle bakmaya başlar insan.

sabit olmayan bir karakterimiz daha var. o da kızlardan gıcık olacağım karakter olarak seçilmişti. abartılı, kokoş bir tipti. kocaman halka küpeler takar, parlak ve süslü kemerlerle şıkır şıkırdır. hele o simli takıları.. bedeni bacaklarına oranla uzundu ve sonradan görme abartılı havasıyla annesinin kıyafetlerini giyinmiş ve süratını rasgele boyamış bir kız çocuğuna benzerdi. bir de sosyomanyak olur bu tipler. herkesi tanıyan sosyal insanlardır.

gelecek bölümlerde sınıfla ilk kaynaşmalarımı, sınıftaki ilk bölünmeleri ve ittifakları anlatacağım. ek olarak da gelecek teorilerimi ekleyeceğim. =)

Read more...
Web Stats

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP