cuidar de ti ines..
onu ilk ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. ama ilk sohbetimiz odasında verdiği bir partide olmuştu. 417 numaralı odada votkalar içildi, siyaset ve dinden bahsettim. sağ görüşten olduğunu söyledi ve bu konular hakkında tartışmak istemediğini belirtti. niyetimin tartışmak değil, öğrenmek olduğunu söylediğimde "tamam" dedi ve anlattı sabırla. hayatımda tanıdığım en mükemmel insanlardan biridir ines. aylarca yabancı bir memlekette tekbaşına ayakta duran bir kadın. buradaki diğer erasmus öğrencilerinden farklı olarak o 30 hemşeriye sahip değildi. dilini konuşabildiği hiçkimse yoktu. aramızda sessizce dolaştı biz türkçe'ye kendimizi kaptırdığımızda. uyumluydu, hayır demedi hiçbir şeye. öyle ki elimizle yemek yediğimizde bizi izledi ve o da aynını yaptı. ines bir insan olarak tanıdığıma memnun olduğum nadir insanlardandır.
iki aydır aynı katta yaşıyoruz ines'le. eski oda arkadaşı büyükannesinin ablası aracılığıyla yolldığı parayı çalmasına ve kıyafetlerini sormadan kullanmasına ses çıkarmadan odasını değiştirdi. yakınındakilerden başka kimseye söylemedi ne olduğunu. sustu. odasını değiştirdi. o kadar düzgün bir insan ines. kadınıyla erkeğiyle herkes aşık ines'e. o kadar iyi bir insan ines.
iyi insanlar neden açık hedef halindedir bilmiyorum. kalp yarası oldu onunda. klüplerde hırçın delikanlılık yapan bir türk erkeğine kaptırdı gönlünü. delikanlının da gönlü vardı onda ama saçma sebeplerden dolayı olmuyordu; türkiye'den müslüman bir kızla evlenmek. ines çok acı çekti ama vakurdur. kimseye göstermedi zayıflığını. çoğu zaman kapalı bir kutu oldu. yüzüne baktığımda anladığımı sanıyordum onu. yüzüne baktığımda gördüğüm insandan memnundum.
yarım saat sonra bıçkın delikanlı tren istasyonuna götürecek ve yolcu edecek onu. bütün gece birlikteydik. kız kardeşlerimiz ağladı, ines ağladı. sonra mutfak eşyalarını bana vermek için toparlarken ben başladım ağlamaya. tabak, çanak, yiyecek, içecek ne varsa bir araya topluyordu. "seda bunu sevmez, biliyorum ama bunu da al." bile dedi. seda'nın sirke sevmediğini unutmadı o anda da. işte ines böyle düşünür insanları hep. ne yazacağımı kestiremiyorumines için. ama ispanya'da bir kız kardeşim olduğunu biliyorum. verdiği ispanyolca sözlüğü parçalayana kadar kullanacağıma da söz veriyorum.
cuidar de ti ines..
6 takla atıldı:
hiç ummadığın zamanlarda hiç ummadığın yerlerde böylesine kardeş yürekler bulmak tarifi imkansız bir güzellik ve mutluluk öyle değil mi...
bazen sevdiğimiz insanları uzak biryerlere yolcu etmek zorunda kalırız.. günler,aylar hatta seneler geçer, ama tekrar görüştüğümüzde yine aynı kişi ile karşılaşmak gibisi yoktur. hayata râmen değişmeden, törpülenmeden kalmak..
6 aylık bir yaşamda bile sana ne çoklar katıldı farkıda mısın.Ben değildim.Fakat yazını okuduktan sonra şöyle bir düşündüm de!!!Çoklar almış başını gitmiş.Ben ise olduğum yerde sayıyorum ya.Bazen öylesine kızıyorum ki kendime.Bilemezsin.
gerçekten de öyle beenmaya. bi de neden 1 gün önce olsun tanışmadım diye hayıflanıyor insan..
bir gün ines'i görebilirim umarım. eksikliğini ilk günden itibaren duyduk. halbuki sessiz sessiz otururdu yanımızda biz türkçe konuşuyoruz diye. varlığı yetiyormuş..
4,5 ay diye düzelteyim =) bişeyler kazandığıma eminim, insanlar adına vs. eminim senin de kazandığına. şimdi izmir'desin ve farkı orada daha net algılayacaksındır.. =)
her yeni şehir, yeni arkadaşlıklara gebe.
fakat ben şahsen yabancı kültürden olan insanlarla çok samimi olamıyorum ama eminim bunun sebebi bana doğru düzgün birinin gelmemiş olmasıdır :) ya da benim biraz soğuk davranmam da olabilir.
fakat sen şanslıymışsın, şimdi ne güzel tee ispanyada varlığından memnun olduğun sevdiklerin varmış... bi gün tekrar karşılaşırsınız umarım.
insanına göre değişiyor tabi. ben de öyle umuyorum. umarım bir gün bir yerlerde görüşürüz tekrar.. teşekkür ederim.. =)
Yorum Gönder