30 May 2008

"birileri farkında, birileri farketmedi"

yeni bir şarkı çıkmış.soruyor msn'de herkes dinledim mi diye..yasemin mori..aslında bir konu var..ses güzel, sözler güzel, duygu güzel..(çirkinlikleri görmeyelim karoshi!)beynimde çın çın çınlıyor günlerdir:

"birileri bize çok acı getirdiler.." ya da "ben güzelim, kadınlar berbat..".

ağırlıklar var, yaşanmışlık diye popüler bir sözcük var.bu ülkede yaşanmışlıklar çok fazla, alınan dersler bi gıdım.yaşamışlığını kabullendirebilen azınlıklar çırpına dursun.

"birileri bize apaçık/ birileri pişman/ birileri bize çok acı/ birileri çok acı/ birileri bize çok acı getirdiler..".

işte o azınlıklardan, azınlık olarak doğanlardan bir grup için:
"üçgen gece genleri, meşhur cinayetleri, yine onu vurdular.."

lambda'yı vurdular..pes etmeyen bir canavar var, kendini düşman bellemiş bir yığın okunaksız göz var..bu gözler okunaksız gerekçelerini kanlı savaş baltaları gibi savuruyorlar üzerimize. ahlak diyor kadınlarına tecavüz edenler.ahlaka aykırı çünkü ayakta durmaya çalışan, yozlaşmamak için direnen eşcinseller, biseksüeller, transeksüeller ve travestiler. aylar öncesinde polis takip etti transeksüel ve travestileri.baktılar ki gittikleri belli bir bina var.orası ayakta durmalarını sağlayan dernekti.orayı fuhuş yapılan yer bellediler, haldır huldur bir polis baskını yaşandı.aradan çok geçmeden mahkemeler sonuçlandı.iki komik gerekçeyle: ahlaka aykırılık ve lambda'nın kelime anlamını tüzüğe alma mecburiyeti..

gazeteler yazdılar bu haberleri..dünkü radikali internet sitesinden okuyanlar görmüştür belki.anasayfada şu sırayla yer aldı haber: önce keçiye bile tecavüz ettiler, ardından eşcinsellere kötü haber, hemen altında da 5 vakit namaz kılıyordu, satanist olup annesini öldürdü haberi..sapkınlıklar köşesi mi yapmaya çalışmışlar, yoksa 'bir tesadüften mi ibaret?' tartışılmalı ama bu ülke bu sözde modernleşme sürecinde daha nice kayıplar verecek..

"birileri sağ/ birileri sol/ birileri farketmedi/ onu bunu görmedi.."

5 takla atıldı:

Emre KORLU 31 Mayıs 2008 19:23  

Güzel günler göreceğiz çocuklar

Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Hani şimdi bize
Cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
Yalnız cumaları, yalnız pazarları
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
Işıklı caddelerde mağazaları,
Hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
Açılır kara kaplı kitap: Zindan
Kayış kapar kolumuzu
Kırılan kemik, kan
Hani şimdi bizim soframıza
Haftada bir et gelir
Ve, çocuklarımız işten eve
Sapsarı iskelet gelir
Hani şimdi biz
İnanın, güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz

nazım hikmet..

güzel günler göreceğiz ve bir gün motorları maviliklere süreceğiz..
sevgili arkadaşım..

Adsız,  1 Haziran 2008 13:04  

Kaotik, Tayfun Atay'in BIRGUN GAZETESI kose yazisi....

LAMBDA’ya püf diyen, karanlıktan kurtulamaz!
03:11 01 Haziran 2008

Geçtiğimiz haftalarda Ankara Üniversitesi’ne bağlı Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) ile eşcinsellerin hak ve sorunlarına odaklı sivil toplum örgütü KAOS GL’nin birlikte düzenlediği 3. Homofobi Karşıtı Buluşma’da bir oturuma konuşmacı olarak katıldım. Bu oturumda söz alan bir genç, Hrant Dink’in öldürülmesi sonrasında “Hepimiz Hrant’ız-Hepimiz Ermeniyiz” şeklinde yükselen insani duyarlılığı hatırlattı önce. Sonra da buna benzer bir ‘empati seferberliği’nin eşcinseller açısından da “Hepimiz Eşcinseliz!” tarzında, bir toplumsal bilinç hali olarak ortaya çıkmadığı müddetçe bu ülkede eşcinsellerin rahat nefes alamayacağını vurguladı.

Ne kadar haklı olduğu, önceki gün BirGün’e manşet olan haberle ortaya çıktı.

Beyoğlu 3. Asliye Mahkemesi, Lambdaistanbul Lezbiyen Gey Biseksüel Travesti Transseksüel (LGBTT) Dayanışma Derneği’nin ‘genel ahlâka aykırı’ olduğu gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi.

Böylece Türkiye kurtuldu! Bir ahlâk cenneti oldu memleketimiz!..

Ahlâkını ‘sevdiğim’ memleketin son durumunu da sıralamış BirGün o manşet haberinde: akraba tecavüzüne uğrayanlar, 14 yaşında kıza ‘dil uzatan’ 80’lik ‘teke’ler, dünyaca ünlü barış elçisi kadına tecavüz edenler, aynı evde üç karısıyla beraber ‘iftihar’la yaşayanlar...

Köylülüğün, cemaatçiliğin ve taassubun artık ‘norm’ haline geldiği, normalleştiği Türkiye’de bu ‘normal’den çıkacak ‘moral’ budur.

İngilizcede ‘moral’ bizdeki (ruhsal güç, yürek gücü, vb.) kullanımından farklı olarak ‘ahlâk’ anlamına gelen bir sözcük. Kökünde de ‘mores’ sözcüğü vardır ki bu da aynı zamanda ‘töre/töreler’ anlamına gelir. Hatta bu bağlantıdan dolayı olsa gerek, Türkiye’de Arapça ahlâk yerine Türkçe türetilmiş ‘aktöre’ kullanıma sokuldu bir ara, ama pek tutmadı.

Yukarıda da bir ‘çağdaş Türkiye’ mahkemesinde alınan kararda gerekçe gösterilen ‘ahlâk’, bu bakımdan hayli bize özgü bir ‘töreler seti’nden beslenmekte. Genel, evrensel ve ‘ulvi’ olmaktan çok, yerel, yöresel, mahalli ve nispî (göreli) temelde ortaya çıkıyor bu.

Bu ahlâkın, yahut ‘aktöre’nin tipik dışavurumlarını da bilmek isterseniz sıralayalım:

Namus cinayetleri, ahlâkımızdır bizim.

Kan davası da ahlâkımızdır bizim.

Çocuk yaşta kızları ölüm döşeğindeki ihtiyarlarla everip, helâllik kılmak da ahlâkımızdır bizim...

İşte LAMBDA’yı kapatan ahlâk, böyle bir ahlâk!

Eh, böyle bakıldığında, ahlâk bu olduğunda yani, LAMBDA’nın kapatılması bu ahlâka ‘mugayir’ olduğu gerekçesiyleyse eğer..., bu LAMBDA için bir onurdur.

KAOS GL’nin de bu durumda, bu ‘ahlâk’ karşısında hiç vakit kaybetmeden kendini kapatması dahi düşünülebilir, önerilebilir.

Lâkin, kazın ayağı öyle değil. ‘Teorik’ çerçevede ne dersek diyelim, pratikte bir mücadele kaçınılmaz.

Özgürlük, eşitlik ve ‘insanlık’ mücadelesi bu.

Maskülin cehalet ve heteroseksist adalet karşısında insanlığımızı tüm zenginliğiyle savunmak, korumak, kurtarmak, yaşamak ve yaşatmak zorundayız.

Eşcinsellik bir zenginliktir insanlık için. Bilimde, düşüncede, sanatta, edebiyatta bize insan olduğumuz için gurur duygusu yaşatan, ‘nev-i beşer’ olarak ‘iyi, doğru ve güzel’in içinde olduğumuzu hissetmeyi sağlayan nice eşcinseli hatırlamak yeter bu iddiayı temellendirmek için...

Ama ben biraz daha farklı ve ‘antropolojik’ diyebileceğim bir boyutta söz konusu etmekten yanayım bu zenginliği...

Eşcinsellik, hem cinsiyet kimliği hem de cinsellik yönelimi anlamında ‘erkek’ ve ‘kadın’ diye iki parçaya ayrılarak ‘insanlıktan eksilme’ halimize sürpriz bir karşı çıkış, beklenmedik bir kafa tutuş ve yararlı bir müdahaledir.

Bu anlamda eşcinsellik, bir kültürel farklılık, bir yaşama seçeneği olmanın ötesinde, insanlık adına bir tamamlanmışlık halidir. Daha fazla insan olma yolunda ‘normatif insanlık’ cenderesi içinde sancıyla, acıyla, ezayla süregelen bir arayıştır.

‘İnsan olmak’ adına eşcinsellerden öğreneceğimiz çok şey var. Varlığın, varoluşun ve yaşamın ‘kaotik’ gerçeğini; yani durağanlığı değil akışkanlığı, değişmezliği değil değişkenliği, yapılanmışlığı değil dönüşümselliği ve bölünmüş-parçalanmışlığı değil içiçeliği anlama yolunda, yolumuzu aydınlatacak bir ‘lamb(d)a’dır eşcinsellik...

Gündüz vakti elinde fenerle ne yaptığını soranlara “Adam arıyorum” diyen Diyojen geliyor gözümün önüne...

LAMBDA’ya yönelik kapatma kararını da gündüz vakti elinde fenerle dolaşan bu divane-bilgenin elindeki feneri söndürme girişimine benzetiyorum.

Diyojen’in elindeki fenere dahi tahammülü olmayanlara karşı “Hepimiz eşcinseliz!” demekten başka çaremiz yok; insaniyet nâmına!..

Adsız,  1 Haziran 2008 13:05  

dilber den sevgiler..

Ozan Kayra 1 Haziran 2008 14:44  

sevgili emre..evet güzel günler ileride bir yerlerde var..bunu da 'biz' 'düzgün' yaşantımızla, örnek teşkil ederek yayacağız topluma.insanlar bizi görecekler ve diyecekler ki: 'evet..'

isimsiz dilber..teşekkür ederim.. =)

Karōshi 1 Haziran 2008 21:12  

Ben yokken neler olmuş gibi bir şey demek istedim ama demicem.. Zaten ne olduğunu çok iyi anlatmış İSİMSİZ... (Birinci İSİMSİZ.. İkinci İSİMSİZ aynı kişi midir bilemem ama).. Ben tanıdığım eşcinseller üzerinden "hissediyorum" olan biteni.. Çok derinlere girmeden ve de fazlaca "düşünmeye" bile gerek duymadan diyorum ki "ne fark var?" .. Ve fark varsa eğer heteroseksüeller ve eşcinseller arasında ben farkında değilim demek ki.. Yaşamları zorlaştırmanın ne anlamı var? Ve ahlak dediğimiz şeyi illa ki bir kalıba sokacaksak eğer neden bunu sadece kendimiz için yapmıyoruz?

Web Stats

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP